PARTİ TARİHÇESİ

DEMOKRAT PARTİ

Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan, CHP Grubu'na Dörtlü Takrir adlı bir önerge verdiler. Önerge ülke ve parti yönetiminde özgürlükçü bir anlayış içeren düzenlemeler yapılmasını öngörüyordu. Ancak Dörtlü Takrir reddedildi (12 Haziran 1945). Bunun üzerine, Menderes ve Köprülü o günkü Vatan gazetesinde CHP iktidarına karşı o güne değin örneğine rastlanmayan sertlikte yazılar yazmaya başladılar. Sonuç olarak Menderes, Koraltan ve Köprülü partiden ihraç edildiler (Eylül 1945). Aynı gruptan olan Celâl Bayar ise önce milletvekilliğinden sonra da CHP'den istifa etti. Celâl Bayar, 1 Aralık 1945'te parti kuracaklarını açıkladı. İnönü tarafından Çankaya Köşkü'ne çağrılan Bayar, cumhurbaşkanından gerekli desteği aldıktan sonra 7 Ocak 1946 günü Demokrat Parti (DP) kuruldu. Demokrat Parti programını iki esas etrafında şekillendirmişti: liberalizm ve demokrasi. Cumhuriyet Halk Partisinin ekonomi politikası olan devletçiliğin aksadığı yönler vurgulanarak CHP'ye karşı çıkılmaktaydı. Demokrat Parti üzerinde daha önceki acı tecrübelerin yarattığı ilk kuşkular dağıldığında büyük kitlelerin DP'yi desteklediği görüldü. Bunu şüphesiz iktidardaki CHP de görmekteydi. Meclis tek dereceli seçim kanununu ve 21 Temmuz 1946'da seçimlerin yapılmasını kabul ederek dağıldı. DP başta seçime katılıp katılmama konusunda kararsız kalsa bile katılmaya karar verdi. Bunun üzerine iktidar basın kanununda değişikliğe gitmeye karar verdi. İktidarın basın üzerindeki baskısı daha da arttı. 16 Şubat 1950'de gizli oy, açık tasnif ve yargı denetimini kabul eden, Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan bir Yüksek Seçim Kurulunu öngören seçim yasası kabul edildi. DP bu kanuna çok çabalamasına rağmen nispi temsil ilkesini koyduramadı. Bu şartlar altında Türkiye, 14 Mayıs 1950 seçimlerine gitti. Seçim sonuçlarını takip eden 22 Mayıs 1950 tarihinde TBMM’de yapılan oylamada Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Refik Koraltan da meclis başkanı seçilmiştir. Öte yandan Demokrat Parti’nin genel başkanı olarak da Adnan Menderes seçilmiş ve hükümeti kurma ile görevlendirilmiştir. Bundan sonraki süreç, Demokrat Parti’nin iktidar süreci olarak devam etmiştir. Demokrat Parti dönemi olarak nitelendirilen 1950-1960 yılları arası iç ve dış siyasette çok önemli gelişmelerin yaşandığı önemli bir dönem olarak tarihte yerini almıştır. 14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimler Türkiye'de 27 yıllık tek parti devrini sona erdirdi. 1923'ten beridir tek başına ülkeyi idare eden Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı halk oyu ile Demokrat Parti'ye devredecekti. Seçim sonuçlarına göre DP %52.7 oy alarak 408 milletvekilliği kazanmıştı. 22 Mayıs 1950 günü TBMM açıldı. Refik Koraltan başkanlığa seçildi. Ardından yapılan cumhurbaşkanlığı oylamasında DP Genel Başkanı, İzmir milletvekili Celâl Bayar 453 milletvekilinin katıldığı oylamada 387 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü cumhurbaşkanı seçildi. Hükûmeti kurmakla DP Aydın Milletvekili Adnan Menderes görevlendirildi. Aynı gün Menderes kendisinin ilk, Cumhuriyet'in 19. Hükûmeti'ni kurdu. 2 Haziran'da güvenoyu aldı. 9 Haziran 1950'de DP Genel İdare Kurulu Adnan Menderes'i genel başkanlığa seçti. Dünyada belki çok nadir görülen bir olay gerçekleşmişti. Uzun yıllar boyu ülkeyi kendi otoritesi ile yöneten iktidar, tamamen serbest, hür, kansız ve hilesiz bir seçim ile yerini bir başka partiye bırakmıştı. Bu yüzden 1950 seçimleri, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Beyaz ihtilal olarak adlandırılmıştır. Hükûmet programında devri sabık yapılmayacağı belirtilerek, 27 yıllık dönemin hesabını sormaya kalkmayacağı açıklandı. Ancak DP'nin yasal anlamda ilk çalışması Arapça ezan yasağını kaldırmak oldu. Radyoda dini yayınlar yapılması ve mevlit yayınlanması üzerindeki yasaklar kaldırıldı. 2 Mayıs 1954 seçimlerinde Demokrat Parti gücünü iyice arttırdı. DP 5,3 milyon oy alarak, Türkiye genel seçimleri tarihinde kırılamamış bir oy rekoru kırdı. Bu oy miktarı toplam oyların %56,6'lık kısmı demekti. DP 503 milletvekilliği kazandı. Seçimlerde bu sonuçların ortaya çıkmasının ardından TBMM, 17 Mayıs 1954'te açıldı. Celâl Bayar 513 milletvekilinin katıldığı oylamada 486 oy alarak bir defa daha cumhurbaşkanlığına seçildi. Adnan Menderes üçüncü kabinesini kurdu. Bu kabine cumhuriyet tarihinde günümüze kadar en yüksek güvenoyunu almış kabinedir. 1957 seçimlerinin sonuçlarına göre DP %47.9 oyla 424 milletvekili çıkardı. Bu milletvekili sayısında çoğunluk sisteminin etkisi büyüktür.  27 Mayıs 1960 sabahı, Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosu'ndan okunan bildiri ile son buldu. Millî Birlik Komitesi, Türk Silahlı Kuvvetleri adına ülke yönetimine el koydu. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel, komitenin başına geçti. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, TBMM Başkanı Refik Koraltan ve Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere Demokrat Partililer tutuklandı. Anayasa ve parlamento feshedildi. Siyasi faaliyetler askıya alındı. 28 Mayıs 1960 günü Orgeneral Cemal Gürsel başkanlığında bir hükûmet kuruldu. Yeni anayasa ve siyasi kurumların kurulması için çalışmalara başlandı. Tutuklu Demokrat Partililer yargılanmak üzere Yassıada'ya gönderildi. Demokrat Parti, 29 Eylül 1960'ta kapatıldı. Millî Birlik Komitesi idam cezalarından üçünü onayladı. Tutuklu bulunan Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu 16 Eylül 1961'de, Başbakan Adnan Menderes ise ertesi gün İmralı Adası'nda idam edildi. Celâl Bayar ve Refik Koraltan ile 11 kişinin idam cezası ömür boyu hapse çevrildi. Demokrat Parti'nin bazı eski üyeleri ile 27 Mayısçılarla görüş ayrılığına düşen emekli orgeneral Ragıp Gümüşpala ve Şinasi Osma, Halit Ağca ve Dr. İhsan Önal gibi çeşitli kişiler, 11 Şubat 1961'de bir dilekçe vererek Adalet Partisi'ni kurdular. Milli Birlik Komitesi (MBK) tarafından siyasi partilerin "demokrat" adını kullanması yasaklandığından, partiye Adalet Partisi adı verildi. AP, kurulduğu yıl içerisinde 61 ilde teşkilatını tamamlayıp 15 Ekim 1961 seçimlerine katıldı ve %34,8 oy toplayarak 450 üyeli TBMM'de 158 milletvekilliği, 150 üyeli Cumhuriyet Senatosu'nda ise 70 senatörlük aldı. Seçim sonuçları neticesinde, birinci parti olarak çıkan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı İsmet İnönü liderliğinde Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükûmeti olan CHP-AP koalisyonu kuruldu. AP genel başkanı Ragıp Gümüşpala'nın 6 Haziran 1964'teki vefatının ardından geçici genel başkan Saadettin Bilgiç, 27-29 Kasım 1964 tarihlerinde düzenlenen büyük kongrede görevini Süleyman Demirel'e devretmiştir. Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi 1965'te İsmet İnönü başbakanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi hükûmetini düşürdü. Henüz milletvekili olmayan Demirel 1965 seçimlerinde Adalet Partisi'ni birinci parti yaptı ve meclise oyların %52,9'u olan 4.921.236 oyla 240 milletvekili seçtirdi. Senatoya ise Adalet Partisi'nden 97 senatör seçildi. Bu sonuçlarla I. Demirel hükûmeti kuruldu. 1969'da partinin oy oranı düştüyse de 1965 seçimlerinde geçerli olan Milli Bakiye Sistemi yerini d'Hont Sistemi'ne bıraktığından Adalet Partisi'nin milletvekili sayısı arttı. Böylece Adalet Partisi 1969 seçimlerinde oyların %46,5'ini almasına rağmen parlamentoya 256 milletvekili soktu. 60'lı yılların sonuna yaklaşılırken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sağ-sol çatışmaları, öğrenci hareketleri, işçi mitingleri ve Amerikan aleyhtarlığı artmıştı. Kısa bir süre sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Mart 1971 muhtırasıyla Süleyman Demirel'i başbakanlıktan uzaklaştırdı ve Adalet Partisi'ni iktidardan düşürdü. Adalet Partisi'nin yükselişi 14 Ekim 1973 seçimlerinde durdu. Bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti olarak 185 milletvekili çıkarırken; AP'nin oy oranı %29,76'ya, milletvekili sayısı 149'a, senatör sayısı da 22'ye indi. Erken seçime gitmek üzere ayrılınca hükûmeti kurma görevi Adalet Partisi'ne kaldı. Adalet Partisi yanına Millî Selamet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'ni alarak Milliyetçi Cephe'yi oluşturdu. 1975-1977 yılları Milliyetçi Cephe ile geçti. 1977 erken seçimleri de siyasal görünümü değiştirmedi. Kimse tek başına iktidar olamadı. Cumhuriyet Halk Partisi azınlık hükûmeti kuruldu. Güvenoyu alamayınca, Adalet Partisi II. Milliyetçi Cephe'yi kurdu. Ancak 1977 sonunda hükûmet gensoruyla düşürüldü. Siyaset istikrarsızlığı, terör, dış baskılar, iktisadi gerileme ve hayat pahalılığı son haddindeydi. 1979 sonunda Adalet Partisi eski ortakların parlamento desteğiyle azınlık hükûmeti kurmuşken 12 Eylül 1980 askerî darbesiyle perde kapandı.Parti diğer siyasi partilerle birlikte 16 Ekim 1981 tarihinde resmen feshedilmiştir. 31 Mayıs 1983'te Millî Güvenlik Kurulu tarafından kapatılınca, bu kez aynı amaçla DYP kuruldu (23 Haziran 1983). Genel başkanlığına Ahmet Nusret Tuna'nın getirildiği DYP, Siyasi Partiler Kanunu'nun geçici maddelerinde öngörülen örgütlenme barajını aştı. Ama kurucu üyelerinin MGK tarafından birkaç kez veto edilmesi nedeniyle 24 Ağustos 1983'ten önce 30 kurucu üyeyi tamamlayamadı ve 1983 genel seçimlerine katılamadı. Bu arada genel başkan Ahmet Nusret Tuna'nın da veto edilmesi üzerine genel başkanlığa Yıldırım Avcı getirildi. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12 Nisan 1984'te DYP'nin AP ve BTP'nin devamı olduğu, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı etkinliklerde bulunduğu gerekçesiyle kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne açtığı dava 28 Eylül'de reddedildi. DYP'nin 14 Mayıs 1985'te toplanan I. Büyük Kongresi'nde partini genel başkanlığına AP'nin eski İstanbul il başkanı Hüsamettin Cindoruk seçildi. Mehmet Gölhan, Mehmet Dülger, Mustafa Derin, İsmail Heral ve Baki Tuğ genel başkan yardımcılıklarına, Gökberk Ergenekon da genel sekreterliğe getirildi. Mayıs 1986'da Milliyetçi Demokrasi Partisi'nin feshinden sonra bazı milletvekillerinin partiye katılmasıyla Mayıs 1986'da TBMM'de grup oluşturdu. 28 Eylül 1986'da yapılan ara seçimlerde DYP yüzde 23.5 oranında oy alarak ikinci parti oldu ve dört milletvekili çıkardı. 6 Eylül 1987'de yapılan halkoylaması sonucunda siyaset yasağı kalkan Süleyman Demirel 24 Eylül 1987'de genel başkanlığa seçildi. DYP 29 Kasım 1987 genel seçimlerinde oyların yüzde 19.14'ünü alarak 59 milletvekili çıkardı. Kasım 1990'da yapılan 3. büyük kongrede Demirel yeniden genel başkan seçildi. 1991'de erken seçim kararı alınınca DYP, genel başkanı Demirel öncülüğünde yoğun bir propaganda kampanyası başlattı. Bu seçimlerde Bedrettin Dalan'ın liderliğindeki DMP'nin DYP ile birleşmesi kararı kabul edildi. 20 Ekim 1991 seçimleri'nde oyların yüzde 27'sini alan DYP 178 milletvekili çıkararak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde birinci parti konumuna geldi. Ancak tek başına iktidara gelebilecek milletvekili sayısına ulaşamadığından Erdal İnönü'nün genel başkanlığında bulunduğu Sosyaldemokrat Halkçı Parti ile Süleyman Demirel'in başkanlığında koalisyon hükûmeti kuruldu. 19 Haziran 1992'de kabul edilen 3821 sayılı kanun ile; daha önce kapatılmış olan siyasi partilerin, aynı ad, rumuz, amblem, rozet ve benzeri işaretleri kullanarak yeniden açılmasına müsaade edildi. Bunun üzerine, 12 Eylül Darbesi'nde kapatılan Adalet Partisi (AP) Büyük Kongresi 19 Aralık 1992 tarihinde Ankara Atatürk Spor Salonunda toplandı ve bu kongrede; katılan delegelerin ezici çoğunluğunun kararı ile Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi'ne katılma kararı alarak tüm mal varlığı, borç ve alacakları ile DYP'ye katıldı. 17 Nisan 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın beklenmeyen vefatı üzerine, hükûmet ortağı SHP'nin de desteğini alan Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığına seçildi. Demirel'den boşalan genel başkanlık -aynı zamanda başbakanlık- görevinin belirlendiği kongre, 13 Haziran 1993'te yapıldı. Kongrede genel başkanlığa, Millî Eğitim Bakanı Köksal Toptan, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller adaylıklarını koydular. İlk turda yeterli oyu alamamasına karşın Tansu Çiller'in yüksek oy alması diğer adayların adaylıktan çekilmelerine sebep oldu, böylece ikinci tura rakipsiz giren Tansu Çiller, genel başkanlığa seçildi. Kongrenin ertesi günü, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de hükûmeti kurma görevini Tansu Çiller'e verdi, II. DYP-SHP Hükûmeti Tansu Çiller başkanlığında kuruldu. 1990'ların başından beri eylemlerini giderek tırmandırmakta olan PKK'ya karşı başlatılan sert önlemler ise özellikle Güneydoğu Anadolu'da yaygın insan hakları ihlallerine neden oldu. 

1983 yılında kurulmuş olan Doğru Yol Partisi 27 Mayıs 2007 tarihinde Büyük Anadolu Oteli'nde yaptığı 2. Olağanüstü Genel Kongresi'nde adını ve logosunu değiştirmesiyle Demokrat Parti'yi oluşturmuştur. Bu isim değişikliği Mehmet Ağar'ın genel başkanlığında yapılmıştır. Değişikliğinin temel nedeni olarak Türk sağını tek çatı altında toplamak gösterilmiş; Anavatan Partisi'nin kendisini feshederek DP'ye katılması düşünülmüştür. Bu sayede merkez sağda bir alternatif yaratılması planlanmıştır. Eş başkanlık sistemi uygulanmak istenmiş; fakat daha sonra bu birleşme Mehmet Ağar ile Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu arasında çıkan anlaşmazlık sonucu gerçekleşememiştir. Bu durum dolayısıyla Anavatan Partisi seçime girememiş, DP seçime tek başına girmiştir. Merkez sağa yakın seçmenler üzerinde hayal kırıklığı yaratan bu durum sandığa yansımış; DP 2007 Türkiye genel seçimlerinde %5.4 oranında oy almıştır. Genel Başkan Mehmet Ağar %9.56'da aldığı DYP'yi %4 puan aşağıya çekmesi üzerine görevinden istifa etmiştir. Eski ANAP genel başkanı eski başbakan Mesut Yılmaz Rize'den bağımsız milletvekili seçildi 2009'daki birleşmeden sonra Demokrat Parti'ye geçti. 6 Ocak 2008 tarihinde yapılan DP 4. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde parti genel başkanlığına 3. turda geçerli 800 oyun 529'unu alarak Süleyman Soylu seçilmiştir. Diğer aday Çağrı Erhan ise 271 oyda kalmıştır. 15 Kasım 2008'de gerçekleştirilen Nevval Sevindi ve Refaiddin Şahin'in de aday olduğu DP 9. Olağan Kongresi'nde 993 oy geçerli oyun 922'sini alan Soylu, genel başkanlığa yeniden seçilmiştir. Ancak Süleyman Soylu 2009 Türkiye yerel seçimlerinde bir önceki genel seçimden daha az oranda oy alındığını belirterek kongreye gitmiştir. 16 Mayıs 2009 tarihinde yapılan 5. Olağanüstü Kongre'de Hüsamettin Cindoruk, diğer adaylar Süleyman Soylu ve Mehmet Ali Bayar'ı geride bırakarak Demokrat Parti'de genel başkanlık koltuğuna oturmuştur. Ekim 2009'da, Anavatan Partisi ve Demokrat Parti, Hüsamettin Cindoruk ve Salih Uzun'un önderliklerinde birleşmiştir. 2010 Türkiye anayasa değişikliği referandumunda Hüsamettin Cindoruk liderliğindeki parti 'Hayır' oyu kullanacağını açıklarken, eski genel başkan Süleyman Soylu 'Evet' oyu vereceğini açıklamış ve partiden ihraç edilmiştir. ANAP-DYP birleşmesinden sonra değişim ve kurumsallaşma aşamasından geçen parti, İşçi Kolları komisyonu kurma, Engelli Çalıştayları düzenleme gibi hareketlerle Türkiye'de ilklere imza atmıştır. 2011'de gerçekleşecek olağan büyük kongre öncesi gerçekleştirilen Süleyman Demirel - Mesut Yılmaz - Hüsamettin Cindoruk görüşmesi gündeme damga vurdu. Görüşmeden sonra Tansu Çiller'in yeniden genel başkan olacağına ilişkin beklentiler artsa da, Tansu Çiller tabandan gelen taleplere karşılık vermedi. 15 Ocak 2011 tarihinde yapılan Demokrat Parti 10. Olağan Büyük Kongresi'nde, Ahmet Özal, Rifat Serdaroğlu ve Salih Uzun'un da aday olduğu kongrede genel başkanlığa Namık Kemal Zeybek seçilmiştir. Parti, 2011'e kadar TBMM'de 1 sandalye ile temsil ediliyordu. Nisan 2011'de Bağımsız Türkiye Partisi ile DP çatısı altında ittifak anlaşması yapılmış ve seçime birlikte girme kararı alınmıştır. 2011 seçimlerinden binde altı oyla ayrılan Demokrat Parti'de, Genel Başkan Namık Kemal Zeybek, 6 Mayıs 2012 günü Genel Kongre yapılması kararı aldı. Kongreye az bir süre kala, genel başkan Namık Kemal Zeybek, genel başkanlığa yeniden aday olmayacağını ancak partinin alt kademelerinde çalışmaya devam edeceğini açıkladı. Kongreden önce Nevzat Ercan, Ufuk Söylemez, Ergun Özdemir, Osman Çilsal ve Fatih Sinan Yılmaz adaylıklarını açıkladı. Tüm adayların birinci ve ikinci turun ardından adaylıktan çekilmesiyle, Büyük Anadolu Oteli'nde gerçekleşen Demokrat Parti 8. Olağanüstü Büyük Kongresinin salt çoğunluk aranmayan üçüncü turunda Gültekin Uysal, 444 delegenin oyunu alarak DP’nin yeni genel başkanı oldu. 5 Mart 2022 tarihinde, partinin 14. olağan kongresi yapıldı. Gültekin Uysal, tekrar genel başkan seçildi. Demokrat Parti, 2023 genel seçimlerine Cumhuriyet Halk Partisi listelerinden katılma kararı aldı. CHP listelerinden DP için 3 kişilik yer ayrıldı. Seçimler sonucunda üçü de milletvekili oldu. 


Demokrat Parti’nin ilk Gençlik Kolları Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’tur. Partinin adı DYP iken son Gençlik Kolları Genel Başkanlığı görevini Durul Türkmen yapmıştır. Parti'nin adı 2007 yılında DP olarak değişip yeniden kurulduğunda ise yeni DP'nin ilk gençlik kolları Genel Başkanlığı görevini de yine kendisi yapmıştır. 2009’da gerçekleşen ANAP-DP birleşmesinden sonraki Gençlik Kolları Genel Başkanları listesi şu şekildedir:





"KIRAT (DEMİRKIRAT)"

Kırat veya demirkırat, günümüzde Demokrat Parti, geçmişte Doğru Yol Partisi ve ondan önce Adalet Partisi'ni temsil eden siyasî simgedir. Simge, DYP, AP ve DP dışında Muhafazakar Yükseliş Partisi ve 2007'de kurulan Doğru Yol Partisi tarafından kullanılmıştır.